Bu sabah sosyal medya da şöyle bir fotoğraf gördüm. Kanalın ismi de sorgulayanmüslüman!? Bu nasıl sorgulamak ise. Bu tür sayfaların dinimize hizmet etmek gibi bir amacı olmadığı gibi bizleri hakikatten uzaklaştırıyorlar. Madem sorgulayan Müslümanlarız gelin bu görseldeki iddiaları teker teker sorgulayalım. Şimdi bunlara hadis-i şerif aktarsak kabul etmeyecekler. Bizim için hadis-i şerifler hüccettir ama bunlar gibi Kur’an’ı kerime bakalım acaba dedikleri gibi mi?
Kur’an’a göre kadın ile mezheplere, âlimlere, tarikatlara
göre kadınların değerlerini göstermiş ve gördüğünüz gibi kadınlar, âlimler
tarafından mezhepler tarafından sürekli değersizleştirilmiş. Her bir bahis için
Kur’an-ı Kerim’den tek tek ayetleri okuyup inceleyelim.
1.
İlk iddia Kur’an’a göre
Müslüman kadın hükümdardır. İlgili ayetimiz Neml suresinin 23. ayeti : “Ben,
onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve
büyük bir tahtı olan bir kadın gördüm.”
Ayeti kerime Süleyman (as) zamanında
kuşların içinde hüthütün keşfi sırasında güneşe tapan insanlardan bahsettiği bölümde
geçiyor. Ama bu sorgulayanmüslümanlar(!) o kadar iyi sorgulayıp araştırıyor ki
bir sonraki ayet-i kerimeye bakamıyorlar. Hemen bir sonraki ayette: “Onun ve
kavminin, Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan, onlara
yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış. Bu yüzden de
onlar doğru yolu bulamıyorlar.”
Başlık neydi? Müslüman Kadının Evrimi!
Bahsi geçen kadın(Belkıs) o sırada Müslüman mı? Hayır. Daha ilk iddiaları bile
asılsız.
2.
Gelelim ikinci iddialarına,
Kur’an’a göre kadınlar savaşçıymış ama mezhepler, âlimler kadını savaşçı
olmaktan mı çıkarmış? Yada ne gibi bir aşağılamada bulunmuş. Bilakis onların
kabul etmediği hadis kaynaklarımız, Nesibe (r.a) gibi hanım sahabilerin
savaştıklarından, peygamber efendimiz ile savaşa katıldıklarından bahseder.
Hadi bunu da geçtim. Delil olarak oraya yazdıkları ayet-i kerimeye bakar mısınız?(Tevbe
44):
“Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad
etmekten (Allah yolunda çaba harcamaktan kaçınmak ve kaytarmak için) Senden
(uydurma özürlerle) izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir.”
Şimdi bu ayetin konuyla ne alakası var?
Azıcık önünü arkasını okusalar. Savaşa katılmayan erkek[1]
münafıkların mazeret bildirdiklerini, Allah yolunda cihattan geri kaldıklarını
anlattıklarını anlayabilirlerdi. Ama amaç farklı olunca görmek imkânsızlaşıyor.
“Hiç kimse görmek istemeyen kimse kadar kör olamaz.”
3.
Kadınlar, âlimler, mezhepler
tarikatlar olmadan önce yönetime dâhil oluyorlarmış. Kur’an’a göre Müslüman
kadının konumu böyleymiş. Hadi delil olarak getirilen ayet-i kerimeye bakalım (Mümtehine
12) :
“Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık
yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu sahiplenerek
kocasına isnadda bulunmamak ve uygun olanı işlemekte sana karşı gelmemek
şartıyla sana beyat etmek üzere geldikleri zaman, onları kabul et; onlara
Allah'tan bağışlanma dile; doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır.”
Âlim olmaya gerek yok. Hanginiz bu ayet-i
kerimeden kadınların yönetime dâhil olduğunu anladınız? Biatlaşmak, sözleşmek
demek. Yani kadınlar bu hususlarda peygamber efendimize söz veriyorlar. En basitinden
Wikipedia’ya, DİA’ya da mı bakamadınız? Hırsızlık yapmamak mı yönetime karışmak
yoksa zina etmemek mi? El insaf…
Yazalım buraya zaten millet okumadan inanır
diyerek milleti şu mübarek günlerde ifsat ediyorlar. Kadınların müdahil
olduklarıyla alakalı başka ayet bulamadınız mı?
4.
Sonra âlimlerimiz kadına
evden çıkma diyerek onun değerini düşürüyormuş. Sizler iyi sorgular,
araştırırsınız ama ben size yine de bir ayet-i kerime yazayım (Ahzab 33):
“Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye
dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı
kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı!
Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.”
Allah Teâlâ peygamber efendimizin(sav)
eşlerine, annelerimize, kıyamete kadar Müslüman kadınlara örnek olacak
kimselere evlerinde oturmalarını emrediyor. Şimdi âlimlerimiz annelerimizi
örnek almayı tavsiye ediyorlarsa, Müslümanlara Ahzab suresinin ilgili ayeti
kerimesini okuyorlarsa kadını değersizleştirmiş mi oluyorlar?
5.
Gelelim perdeyi açmama
mevzusuna, bununla alakalı ayet hadis yazmaya hacet bile yok. Yahu kim
mahremini insanlara açmak ister? Şehirlere sıkışmanın neticesi olarak evler bu
kadar dip dibeyken kim evinin içini mahremini insanlara göstermek ister? Bu
nasıl bir akıl tutulmasıdır? Ayrıca bu işin erbabı ehli tarik kimseler
tarikatın takva makamı olduğunu ifade etmişler. Bir kimse iffeti hususunda daha
titiz davranıyorsa bunun neresi yanlış? Ki tarikatlarda gönüllülük esastır.
Kimse kimseyi zorla bir tarikata üye yapmıyor merak etmeyin.
6.
Gelelim kadının erkek hegemonyası
altında ezilmesine, bunun savunulacak bir tarafı yoktur. Kadını ezmek, ona
şiddet uygulamak bir zulümdür. Allah Teâlâ ise zalimleri sevmez. Hiçbir erkeğin
fiziksel olarak daha güçlü olduğu için kadınlara şiddet uygulama hakkı yoktur. Veya
başka başka şekillerde kadını ezmesi ona eziyet etmesi asla caiz değildir. Ama
sizler kadın-erkek eşitliğini savunuyorsanız o zaman çokta iyi
sorgulamıyorsunuz demektir. Bakınız rabbimiz ne buyuruyor(Nisa 34):
“Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları birçok şeylerde
kadınlardan üstün etmiştir…”
Allah Teâlâ kadınında erkeğinde rabbidir. O
kimseye zulmetmez. Ancak yaratmış olduğu fıtrat gereği kadına ve erkeğe ayrı
ayrı sorumluluklar ve haklar vermiştir. Konumuz bu olmadığı için buraya
tafsilatlı bir şekilde değinmiyorum. Ancak miras hukukundan, evliliğe varıncaya
kadar eşit hakların olmadığı yine Kur’an ayetleri ile sabittir.
Rabbim bizlere de sizlere de hidayet nasip
eylesin ve bizleri bağışlasın.
1
Ramazan 1445
10.03.2024
[1] Erkek
olduklarını özellikle belirttim çünkü kadınların savaşmaları farzı kifaye
değildir. Binaen aleyh özür dileyerek izin isteyen kimseler erkektir.