Rabbim bizlere kaldıramayacağımız yükler yüklemesin.
İmtihanlarımızı kolay kılsın. Şu dünyada her şeyin birer imtihan olduğu gibi
hastalıklarda imtihandır. Hem hasta için hem de yakınları için.
İnsanın kendisinin veya sevdiklerinin sağlığı söz konusu
olduğu zaman nerede iyi bir doktor var araştırmaya başlar. Kılı kırk
yararcasına araştırır, soruşturur. Bu durum pek tabii böyledir. Şifa Allah’tandır
ancak vesilelere sarılmak gerekir. Çünkü herkes bilir ki: “Yarım doktor
candan, yarım hoca dinden eder.”
İnsanın malı mülkü, sağlığı veya sevdikleri söz konusu
olduğunda gözünde küçülüverir. Çünkü mal ve mülkün yalan olduğu bu durumlarda
daha iyi anlaşılır. Dediğim gibi bu durumlar pek tabiidir. Eleştirmek için
değil durum tespiti yapmak adına yazıyorum.
Atasözünün ilk kısmını çok iyi anladığımız yarım doktordan
sakınma işini hakkıyla yaparken acaba yarım hocalardan hakkıyla sakınıyor
muyuz? Sakınabiliyor muyuz?
Müptelası olduğumuz Instagram, Tiktok veya sair sosyal medya
mecralarında gördüğümüz her videoya inanıp araştırmadan kabul ediyor muyuz?
-
Yahu! Adam ayet hadis
okuyor. Yalan mı söyleyecek? Hem ben açıp baktım. Ayette öyle yazıyor.
Evet, ama şunu unutuyoruz. Hariciler aynı ayetleri
kullanarak Ali(r.a)’ı tekfir ettiler. Hatta şehit ettiler. Namaz kılmaktan alnı
nasır tutmuş bu insanlar müşriklere gösterdikleri tavrı Müslümanlara gösteremez
hale geldiler. İmam Ali gibi bir insanı olmadık şeylerle itham ettiler. Hem de
Kur’an ayetlerine sarılarak bunu yaptılar.
Biz zannediyoruz ki hadis inkarcılığı bizim zamanımızda
ortaya çıktı. Yada kaderi inkar şu zamanımızın problemleridir. Ateizm ve deizm
şu çağın virüsleridir. Oysa tüm bunlar çok çok eski meselelerdir. Bir çoğuna
sahabe-i kiram cevap vermiş. Birçoğuna da onların talebeleri cevap vermiştir.
Peygamber efendimiz bunun içim bizlere raşid halifelerinin
sünnetine de sarılmayı tavsiye etmiştir.
"Size Allah'tan korkmayı, Habeşli bir köle de
olsa (başkanınızı) dinleyip itaat etmeyi tavsiye ederim. Çünkü durum şu ki
sizden, benden sonra yaşayacak olan kimseler, yakında çok ihtilaf görecekler.
Binaenaleyh benim sünnetime; doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin
sünnetine sarılın. Bunlara azı dişlerinizle (yapışır gibi sımsıkı) yapışın.
Sonradan çıkarılmış şeylerden sakının. Çünkü sonradan çıkarılmış her şey
bidattir."[1]
O halde dini kimden öğrendiğimiz son derece mühimdir. Bir meselede bence demeden önce, bu ümmetin yetiştirdiği büyük alimler ne demişler, onlar nasıl anlamış ve yorumlamışlar bunlara bakmak gerek. Bu kadarına gücümüz yetmiyorsa güvendiğimiz ehli sünnet hocalara itibar etmek gerek.
Canımızdan oluruz korkusuyla ince eleyip sık dokuduğumuz
gibi dinimizden imanımızdan oluruz korkusuyla dinimizi öğrendiğimiz kimseleri
de ince eleyip sık dokumalıyız. Instagram’dan din öğrenilmez. Sosyal medyanın
yetiştirdiği bir tane muttaki bir zat var mı? Tiktok’tan din öğrenip ahkam
kesenin vay haline!
Peki nelere dikkat edelim. Hangi hocaları dinleyelim?
·
Hocasının veya hocalarının,
aynı zamanda kendisinin ehli sünnet olduğu bilinen ve ehli sünnet hocalar
tarafından tenkid edilmeyen,
·
Kur’an ve sünnete ittiba
eden,
·
Sahih hadis-i şeriflerle
bir problemi olmayan,
·
Selef-i salihine karşı
muhabbeti olan, sahabe-i kirama dil uzatmayan,
·
Bidatlardan kesinlikle
kaçınan,
·
Trübüne oynamayan,
söylediklerini yaşamaya gayret eden,
·
Kendi vakfının, derneğinin,
cemaatinin, tarikatının dışındaki Müslümanları kardeş olarak gören ve kurtuluşu
sadece kendi hizbinde bilmeyen kimseleri dinleyelim.
Bizi kendine değil İslam’a çağıranlara kulak verelim.
Menfaat kokan yerlerden uzak duralım. Son olarak dinlediklerimiz bizi Allah’a
yaklaştırıyor mu ona bakalım. Takvamızı ve ihlasımızı artırıyor mu buna
bakalım. Bize faydası dokunmayacak gereksiz teferruatlarda boğulmayalım.
Rabbim bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın. Dua eder dua
beklerim.
27 Nisan 2024
18 Şevval 1445
[1] (Tirmizi,
îlim, 16; Ebu Davud, Sünnet, 5; İbn Mâce, Mukaddime, 6; Ahmed b. Hanbel,
4/126,127; Mustedrek, 1/95-96)