Bu Ramazan Başka Olsun!


Allah'ım! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a Ulaştır.[1]

Ramazan ayına takriben 2 hafta kaldı. Rabbimden bu ayların bizler için bereketli olmasını ve Ramazan ayına bizleri ulaştırmasını niyaz ediyorum. Peygamber efendimiz (sav) Ramazan ayını ihya etmek için Recep ayında paçalarını sıvamaya başlardı. İbadetlerini ve oruçlarını artırır manevi anlamda kendisini Ramazan ayına hazırlardı. Bizlerinde böyle bir amacı bu doğrultuda bir gayreti olmalı. Ramazan ayını ihya etmek gibi ulvi amaçlarımız olmalı. En azından önümüzdeki şu iki haftayı çok iyi değerlendirelim.

Her Ramazan ayı yaklaştığında çevremdeki arkadaş ve hocalarımla Ramazan ayını nasıl daha verimli geçirebiliriz üzerine bir istişare yapmaya gayret ediyorum. Bu minvalde konuşurken aklıma gelen, uygulamaya gayret edeceğim bir planı sizlerle de paylaşmak istedim.

Peygamber efendimiz (sav) Ebu Davud, Tirmizi ve İbni Mace’de geçen bir hadisi şerifte şöyle buyuruyorlar: “Allah’ım ümmetimin erkencilerine bereket ihsan eyle.”

Peygamber efendimizin bu duasını neden almayalım neden Ramazan’ın bereketiyle sabahın bereketini birleştirmeyelim? Maalesef orucu uykuya tutturmak gibi bir yanlışa düşebiliyoruz. Bu Ramazan sabahın bereketinden istifade etmeye gayret edelim. İstirahatlerimizi öğlen vakitlerinde yapalım. Erken kalkalım, yol alalım. Hem de Rahman’a giden yolda. Ne demiş atalarımız: "Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır"

Ramazan ayında kazanacağımız bu alışkanlığı da Ramazan’dan sonra devam ettirmeye gayret edelim. Böyle yaşamaya alışarak şu sayılı nefeslerimizi en verimli şekilde kullanalım. Bu konuyla alakalı olarak İlber hocanın “Bir ömür nasıl yaşanır?” isimli kitabından bir alıntı yapmak istiyorum:

“Ben gençlik yıllarımdan beri sabahları çalışmaya gayret ettim. Okuyacaksam, sabahları okudum; yazacaksam, sabahları yazdım. İnsan sabah okuduğu metinleri asla unutmaz. Bunun da basit bir sebebi var. Zihin boşken, vücut diriyken, kafa dinçken okumak; çalışmanın verimini kat kat arttırır. Bu, kişiye göre değişen bir hâl değildir. Çok açık ki herkesin kendine göre bir hayatı, bir metodu vardır; yaşayışı ve becerisi de farklıdır ama diyebilirim ki sabahların bu havasından herkes istifade edebilir. O yüzden kişi okuyacaksa, yazacaksa özellikle sabahları çalışmasını; bilhassa da notlar alarak çalışmasını katiyetle öneririm.”[2]

Bir ilim insanı olarak, 70’ine gelmiş tecrübeli bir insan olarak, bir hoca olarak değerlendirdiğimizde bu adam diyor ki: Sabahları, sabahın erken saatleri çalışmanın verimini kat kat artırır. Üstelik bu durum kişiye göre değişmez.

Askerde gün bitmez denir. Evet askeriyenin zor şartları ağır geldiği için gün daha uzun gelir insana ancak bunun tek sebebi bu değildir. Askeriyede gün erken başlar. Ben askerdeyken uyandığımızda sabah namazının vakti daha girmemiş oluyordu. Güne bu şekilde erken başlayınca gün ayrı bir bereket kazanıyor.

Tecrübeleri tekrar tecrübe etmeye gerek yoktur ki bu tecrübeler olmasa dahi peygamber efendimizin duası zaten yeterlidir. Rabbim Ramazan ayına erişebilmeyi onu hakkıyla idrak edebilmeyi bizlere nasip eylesin. Günahlarımızdan arınmış bir şekilde bizleri bayrama ulaştırsın ki bayram hakikaten bayram olsun.

Son olarak günahlardan arınmak demişken, rabbimizin Zariyat ve Ali İmran surelerinde seher vakitlerinde istiğfar edenleri bizlere örnek olarak göstermektedir.[3] Rabbim sabahın bereketinden bizleri mahrum etmesin. Selam ve dua ile.

28.02.2024

 

 



[1] Taberânî, Evsat, IV, 189; Beyhakî, Şuab, V, 348. Krş. Ahmed, I, 259

[2] Bir Ömür Nasıl Yaşanır? , İlber Ortaylı sy. 73

[3] Zariyat 18, Ali İmran 17

*

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski